Sekam
Henüz vakit varken...
Mail Adresiniz :
Şifreniz :
Mail Adresiniz : Şifreniz : Şifre Tekrar : Adınız Soyadınız : Telefon No ( isteğe bağlı) :
AVRUPA'DA KAYIP ÇOCUKLAR DOSYASI

AVRUPA'DA KAYIP ÇOCUKLAR DOSYASI

Kanada'da toplu mezar: En küçüğü 3 yaşında

29 Mayıs 2021 Cumartesi 15:04 Kaynak: TRT Haber

Kanada’da yerlilere yönelik asimilasyon politikasının boyutu, bulunan toplu mezarla ortaya çıktı. 1978 yılında kapatılan bir yerli okulunda 215 çocuğun kalıntılarına rastlandı.

Kanada'nın British Columbia eyaletinde yerlilerin kaldığı eski bir yatılı okulun bahçesinde toplu mezar bulundu.

1978 yılında kapatılan Kamloops Kızılderili Yatılı Okulu’nda yer radarı yöntemiyle yürütülen çalışmalarda 215 çocuğun kalıntılarına rastlandı.

Ön bulgular, kayıp çocukların ölümlerinin kayıt altına alınmadığını gösteriyor.

En küçüğünün 3 yaşında olduğu belirtilen çocukların ne zaman öldükleri ve ölüm nedenleri bilinmiyor.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

"Utanç verici" bir sömürge politikası

Kanada Başbakanı Justin Trudeau da, sosyal medya hesabından, "Bu, ülkemiz tarihinin o karanlık ve utanç verici döneminin üzücü bir hatırlatıcısı" açıklamasını yaptı.

Kanada Yerli Halklarla İlişkiler Bakanı Carolyn Bennett da, yatılı okulların "utanç verici" bir sömürge politikasının parçası olduğunu dile getirdi.

Yerli gençlerin asimile edilmesi

Kanada’da 19'uncu ve 20'nci yüzyıllarda yatılı okullar, hükümet ve dini yetkililer tarafından yerli gençleri asimile etmek amacıyla kullanılıyordu.

Kanada’da 1863’ten 1998’e kadar 150 binden fazla yerli çocuğun ailelerinden alınarak bu okullara yerleştirildiği ifade ediliyor.

Hükümet , 2008'de özür diledi

Bu okullarda, çocukların kendi dillerini konuşmalarına izin verilmediği, birçoğunun kötü muamele ve istismara maruz kaldığı belirtiliyor.

2008 yılında ise Kanada hükümeti söz konusu sistem için yerli halktan resmi olarak özür dilemişti. 

https://www.trthaber.com/haber/dunya/kanadada-toplu-mezar-en-kucugu-3-yasinda-584538.html

 

Kanada’da “kültürel soykırım”! Çocuklar asimile edilmek üzere okula alınmış

29.05.2021 - 14:43 | Son Güncelleme: 29.05.2021 - 14:43

Kanada’nın British Columbia eyaletinde 1978'de kapatılan Kamloops Yerli Yatılı Okulu'nın aslında bir soykırım merkezi olduğu ortaya çıktı.

Kanada’nın British Columbia eyaletinde yerli çocukları asimile etmek üzere faaliyet gösteren Kamloops Yerli Yatılı Okulu, gelen tepkiler üzerine 1978’de kapatılmıştı. Yer altına nüfuz eden radar yardımıyla Kamloops kasabası yakınlarındaki okulun bahçesinde 215 çocuğun ceset kalıntıları ortaya çıktı. Çocuklardan bazılarının üç yaşında olduğu açıklandı.

"CEVAPLARDAN ÇOK SORULARIMIZ VAR"

Yerli Tk’emlups te Secwépemc halkının şefi Rosanne Casimir, bulgulardan sonra yayımladığı açıklamada, ölümlerin sebepleri ve zamanının henüz bilinmediğini belirterek, “Şu an için cevaplardan daha çok sorularımız var” ifadesini kullandı. Tespit sonrası hatıra için Vancouver Sanat Galerisi’nin merdivenlerine, öldürülen 215 çocuğun ayakkabıları yerleştirildi.

TARİHİ BOYUNCA 150 BİN ÇOCUĞA ZULMETTİ

Ülkede altı sene süren ve 2015’te sonuçlanan soruşturmada, yerli çocukların ana dillerini konuşmaları veya kültürel pratikler yapmaları yasaklanarak ailelerinden zorla alınması “kültürel soykırım” olarak nitelendirilmişti. Raporda, 1840’larda Hristiyan kilisesi tarafından kurulan ve kapanıncaya kadar kilise tarafından işletilen okulda 150.000 kadar çocuğun fiziksel istismar, tecavüz, kötü beslenme ve benzeri zulümlere maruz kaldığı ifade edilmişti.

Rapora göre okulda tutulan toplam 4.100 çocuk hayatını kaybetti. Yeni ortaya çıkan 215 cesedin bu sayıya dahil olmadığı açıklandı. Kanada hükumeti 2008’de sistem sebebiyle özür diledi. Kanada Başbakanı Justin Trudeau da ceset kalıntıları haberleri üzerine, Twitter’da yayımladığı mesajda, “Bu haberler kalbimi parçaladı. Bu, ülke tarihimizdeki karanlık ve utanç verici bir bölümün acı verici bir hatırlatıcısıdır” ifadesini kullandı.

https://www.turkiyegazetesi.com.tr/dunya/791536.aspx

 

Kanada’da 800’den fazla çocuğun yatılı kilise okulundayken öldüğü ortaya çıktı

HABERTÜRK 01.06.2021 - 03:04 Güncelleme: 01.06.2021 - 11:07

Kanada genelindeki yerli halkı derinden sarsan yatılı kilise okulları dramında bu kez de Alberta eyaletinde 800’den fazla çocuğun öldüğü bildirildi

Kanada resmi yayın kuruluşu CBC’de yer alan haberde, British Columbia eyaletinin Kamloops kentindeki yatılı kilise okulunun bahçesinde 215 çocuk cesedi kalıntısının bulunduğuna dair haberlerin ülke gündemine oturmasının ardından, Alberta eyaletindeki yatılı kilise okullarında da kayıtlara geçmemiş 821 çocuk ölümü olduğu bilgisi yer aldı.

CBC’ye konuşan Jackie Bromley (70),215 çocuğun ceset kalıntılarının bulunduğunu duyduğunda, güney Alberta'daki St. Mary's Yatılı Okulundaki günlerini hatırladığını söyledi.

Bromley, 10 yaşındayken arkadaşlarının okulun arkasındaki mezarlardan bahsettiklerini ama herhangi bir mezar taşı görmediğini ifade etti.

CBC’nin ulaştığı bilgilere göre, okulun arka bahçesinde, ölen öğrencilerin mezarları vardı ve 1945 yılında bir görevli, okul müdürüne gönderdiği bir talimatta, mezarların daha da derinleştirilmesi için yeniden kazılmasını istedi.

Alberta'da yatılı kilise okullarında kalan her 5 çocuktan 1'inin okuldayken öldüğü belirtilen haberde, resmi kayıtlarda 139 olan ülke genelindeki toplam yatılı kilise okulu sayısının da gerçekte bilinenden fazla olduğu kaydedildi.

AA'nın haberine göre; kayıtlara 139 olarak geçen yatılı kilise okulu sayısına, dini gruplar veya federal destek olmadan işletilen yatılı okulların dahil olmadığı, bu nedenle gerçekte bu okullara giden toplam çocuk sayısı ve kaç çocuğun öldüğünün belirlenmesinin de zor olduğu belirtildi.

KAYIP MEZARLARI BULMAK İÇİN FEDERAL HÜKÜMETTEN TALEP EDİLEN ÖDENEK REDDEDİLDİ

CBC’ye konuşan ve kendisi de yerli olan Alberta Üniversitesi Antropoloji Profesörü Kisha Supernant, kayıtlara geçmemiş çocuk ölümlerini bölgedeki halkı rahatsız etmeden araştırmaya çalıştıklarını, mezarlıkların tespitine yardımcı olmak için yere nüfuz eden radar ekipmanı kullandıklarını söyledi.

Supernant, federal hükümeti ülke çapındaki eski yatılı okul bölgelerindeki arama çalışmalarını finanse etmeye çağırırken, 2009 yılında teknik cihazlar için talep ettikleri toplam 1,5 milyon Kanada doları tutarındaki ödenek talebinin federal hükümet tarafından reddedildiğini anlattı.

DEFİN MALİYETLERİ YÜKSEK OLDUĞU İÇİN OKUL BÖLGESİNE GÖMÜLDÜ

Öte yandan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu raporuna yansıyan bulgulara göre, defin maliyetinin yüksek olması nedeniyle okulda ölen çocukların cesetleri, genellikle evlerine gönderilmeyerek okulun bulunduğu bölgede gömüldü.

Raporda, birçok yatılı okulun yüksek ölüm oranları nedeniyle mezarlıklara sahip olduğunun tahmin edildiği belirtilirken, bu okullardan çok azının çocuk ölümlerini resmi olarak belgelediği ve mezarlarını koruduğu kaydedildi.

KANADA TARİHİNDEKİ EN BÜYÜK ÇOCUK İSTİSMARI

Kanada yerlilerinin tarihteki en acılı dramı olan ve en büyük çocuk istismarı olarak da nitelendirilen Yatılı Kilise Okullarının ilki, 1800'lerin başında açıldı ve sonuncusu 1996'da kapatıldı.

150 binden fazla yerli çocuğun ailelerinden zorla alınarak yerleştirildiği kiliselere ait yatılı okullarda, bu çocukların büyük bölümü fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet ile istismara uğradı.

Ülkede 2010'da kurulan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonunun kayıtlarına geçen istismarların yanı sıra bazı çocukların üzerinde tıbbi deneyler yapıldığı da belirlendi.

Kanada federal hükümeti, binlerce çocuğun açlık, soğuk ve tıbbi deneyler sonucu hayatını kaybettiği yatılı kilise okullarında yaşananlar için, 2008 yılında mağdurlardan resmen özür dilemişti.

https://www.haberturk.com/kanadada-800den-fazla-cocugun-yatili-kilise-okulundayken-oldugu-ortaya-cikti-3090031

 

Fransa’da 1950’den bu yana en az 10 bin çocuğun kiliselerde cinsel istismara maruz kaldığı açıklandı

02.03.2021 - 15:55 | Son Güncelleme: 02.03.2021 - 17:41

Kiliselerde Cinsel İstismarları Araştırma Komisyonu, Fransa’da 1950’den bu yana en az 10 bin çocuğun kiliselerde cinsel istismara maruz kaldığını açıkladı.

CIASE Başkanı Jean Marc Sauve'nin sunduğu rapordaki veriler, psikoposluk arşivlerinden ve tanıklıklarından elde edildi.

Soruşturma Komisyonu tarafından 6 bin 500 kişinin ifadesinin toplandığı rapora ayrıca, hayatını kaybeden kurbanlar ile cinsel istismara uğrayıp konuşmak istemeyenler de dahil edildi.

Raporda, ülkede 1950’den bu yana 10 binden fazla çocuğun pedofil rahiplerin kurbanı olduğunu kaydedildi.

CIASE 2018’de kurulduğunda, istismar kurbanlarının 3 bin civarı olabileceği belirtilmişti.

Sauve, haziran ayında yaptığı açıklamada, pedofil rahiplerin sayısının 1500’den fazla olabileceğini söylemişti.

Raporun son hali ekim ayında yayımlanacak.

https://www.turkiyegazetesi.com.tr/dunya/771610.aspx

 

Avrupa’da 18 bin mülteci çocuk kayıp

Lost in Europe adlı STK’nın verilerine göre anne babası ya da yanında herhangi bir yetişkin olmadan Avrupa’ya gelen 18 bin 292 sığınmacı çocuk hala kayıp. 2018-2020 yılları arasını kapsayan rapor devlet koruması altındaki çocukları kapsıyor. Kayıp çocukların büyük kısmı Fas, Cezayir ve Eritre uyruklu.

19 Nisan 2021, 00:55  Son Güncelleme: 19 Nisan 2021, 01:00  Yeni Şafak

Avrupa ülkelerinde kaybolan çocuk sığınmacıların büyük çoğunluğunun Fas, Cezayir ve Eritre uyruklu olduğu öğrenildi.

Avrupa’da yaşanan sığınmacı dramında korkunç tablo her geçen gün büyüyor. Bu tablonun en karanlık noktalarından birini ise kayıp mülteci çocukların akıbeti oluşturuyor. Son verilere göre yanında annesi babası ya da herhangi bir yetişkin olmadan Avrupa ülkelerine gelen 18 bin 292 sığınmacı çocuğun hâlâ kayıp olduğu belirtildi. Avrupa’da resmi dairelerden alınan rakamlara göre 2018-2020 yılları arasında devlet koruması altında olan 18 bin 292 sığınmacı çocuk kayboldu. Bu sayı, farklı ülkelerden gazetecilerin içinde yer aldığı Lost in Europe adlı data analiz grubu tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Avrupa ülkelerinde kaybolan çocuk sığınmacıların büyük çoğunluğunun Fas, Cezayir ve Eritre uyruklu olduğu öğrenildi. Sayının çok daha yüksek olmasından endişe duyuluyor.

EN FAZLA İTALYA’DA

Lost in Europe’un resmi dairelerden aldığı sayılara göre İtalya’da 5 bin 775, Belçika’da 2 bin 642, Yunanistan’da 2 bin 118, İspanya’da 1889, İsviçre’de 944 kayıp sığınmacı çocuk bulunuyor. Almanya’da Federal Emniyet Teşkilatı’nın verdiği bilgilere göre 2018-2020 yılları arasında bir yetişkinin refakatinde olmayan 7 bin 806 çocuk kayıp olarak bildirildi. Kayıp olarak bildirilen çocukların çoğu Afganistan, Fas ve Cezayirli. Bildirilen çocuklardan 7 bin 82’sinin yeniden bulunduğu öğrenildi.

ÇOK DAHA YÜKSEK OLABİLİR

Araştırmada, Avrupa ülkelerinin refakatçisi bulunmayan sığınmacı çocuklarına ilişkin istatistikleri de düzensiz tuttuğunu ortaya koydu. Fransa, Danimarka ve Romanya’da refakatçisi bulunmayan sığınmacı çocuklarına ilişkin herhangi bir kayıt tutulmazken Bulgaristan’da refakatçisi olan ve olmayan çocukların sayısı ayrı olarak kaydedilmiyor. Düzensiz kayıtlar nedeniyle kayıp çocuk sayısının onbinler düzeyinde olmasından endişe duyuluyor.

SUÇ ÖRGÜTLERİNİN ELİNE DÜŞÜYORLAR

Avrupa’da kaybolan sığınmacı çocukların suç örgütlerinin eline düşmesinden endişe ediliyor. Çocuk mültecilerin bir kısmının, suistimal, fiziki ve cinsel şiddet neticesinde kaybolmuş olabileceği değerlendiriliyor. Europol çocuk sığınmacıların bir kısmının çetelerin eline geçtiği, cinsel istismara maruz kaldığını açıklamıştı.

https://www.yenisafak.com/dunya/utanc-tablosu-avrupada-18-bin-multeci-cocuk-kayip-3619194

 

Avrupa'da 18 binden fazla kimsesiz çocuk ve genç, 'sığınma merkezlerinde kayboldu'

  • Yusuf Özkan
  • Lahey, Hollanda

19 Nisan 2021 BBC TÜRKÇE

Avrupa'da son 3 yılda 18 binden fazla kimsesiz göçmen çocuk ve gencin sığınma merkezlerinde kaybolduğu belirlendi.

Çocuk göçmenlerin ortadan kaybolmasını araştıran sınır ötesi gazetecilik projesi "Lost in Europe" ile araştırma programı Argos'un ortaklaşa gerçekleştirdiği çalışmaya göre, birçok Avrupa ülkesi kayıp sığınmacıların kaydını tutmadığı için, kayıpların gerçek sayısı daha da yüksek olabilir.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 30 ülke ile Norveç, İsviçre ve Moldova'dan sağlanan resmi verilere dayanan araştırmaya göre, 2018-2020 yılları arasında toplam 18 bin 292 kimsesiz çocuk ve genç, sığınma evlerinden "bilinmeyen bir yere gitti" diye kaydedildi.

Araştırmaya göre, kayıp çocuk ve gençler, insan kaçakçılığı ve köleliğin kurbanı olma riskiyle karşı karşıya kalıyor.

AB ülkelerinin birçoğu, kayıp çocukların uyruğunu kaydetmiyor. Kayıtlı verilere göre, en fazla kayıp Fas, Cezayir, Eritre, Gine ve Afganistan'dan gelen çocuk ve gençler arasında yaşanıyor.

Avrupa Polis Teşkilatı (Europol), 2016 yılında en az 10 bin savunmasız çocuk ve gencin Avrupa'ya geldikten sonra kaybolduğu uyarısında bulunmuştu. Gazeteci oluşumları, bu uyarının ardından kayıp çocukları araştırmaya başladı.

Araştırmaya göre, kayıp genç ve çocuk sayısı bilinenden daha fazla olabilir. Çünkü İngiltere, Fransa ve Romanya'nın da aralarında olduğu birçok Avrupa ülkesi, kayıp kişileri kaydetmiyor.

Sömürü ve cinsel şiddet riski

Hollanda İnsan Ticareti ve Çocuklara Yönelik Cinsel Şiddet Ulusal Raportörü Herman Bolhaar, Argos'a "Çocuklar burnumuzun dibinde kayboluyor" dedi.

Bu çocukların nerede olduğunu ve ne yaptıklarını bilmediklerini vurgulayan Bolhaar, "Sömürü ve cinsel şiddet mağduru olma konusunda ciddi risk altında olduklarını biliyoruz" diye konuştu.

Hollandalı yetkili, Europol'ün 2016'daki uyarısına rağmen, kayıp çocuk sorununun önlenemediğine ve artarak sürdüğüne dikkati çekerek, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu vurguladı.

Avrupa ülkeleri, kendi topraklarındaki reşit olmayan kişilerin güvenliğinden sorumlu. Ancak araştırmaya göre, reşit olmayan kayıp çocuklar, suç şebekeleri için çok kolay bir av haline geliyor.

Bu çocukların bazılarının da akrabalarının yanına ya da bir başka ülkeye taşınmış olabileceği tahmin ediliyor.

Sığınmacı kabul merkezleri ise mülteci kabulünün, korumalı kabul de dahil olmak üzere kapalı bir ortamda gerçekleşmediği için, kayıpların önlenmesinin zor olduğunu savunuyor.

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-56805134

 

Avrupa’da en az 18 bin sığınmacı çocuk kayıp

Yanında annesi babası ya da herhangi bir yetişkin olmadan Avrupa ülkelerine gelen 18 bin 292 sığınmacı çocuk hâlâ kayıp.

© Deutsche Welle Türkçe 18.04.2021

Avrupa'da resmi dairelerden alınan rakamlara göre 2018-2020 yılları arasında devlet koruması altında olan 18 bin 292 sığınmacı çocuk kayboldu. Alman yayın kuruluşu RBB'nin haberine göre bu sayı, farklı ülkelerden gazetecilerin içinde yer aldığı Lost in Europe adlı data analiz grubu tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Avrupa ülkelerinde kaybolan çocuk sığınmacıların büyük çoğunluğunun Fas, Cezayir ve Eritre uyruklu olduğu öğrenildi.

Lost in Europe'un resmi dairelerden aldığı sayılara göre İtalya'da 5 bin 775, Belçika'da 2 bin 642, Yunanistan'da 2 bin 118, İspanya'da 1889, İsviçre'de 944 kayıp sığınmacı çocuk bulunuyor.

Almanya'da durum ne?

Almanya'da Federal Emniyet Teşkilatı'nın verdiği bilgilere göre 2018-2020 yılları arasında bir yetişkinin refakatinde olmayan 7 bin 806 çocuk kayıp olarak bildirildi. Kayıp olarak bildirilen çocukların çoğu Afganistan, Fas ve Cezayirli. Bildirilen çocuklardan 7 bin 82'sinin yeniden bulunduğu ancak 724'ünün hâlâ arandığı öğrenildi.

Federal Emniyet Teşkilatı açıklamasında bu sayıların kesin olmadığı notunu düştü. Alman Çocuklara Yardım Derneği yöneticisi Holger Hofmann RBB'ye yaptığı açıklamada polisin bu tutumunu eleştirdi. Hofmann "Refakatçisi olmayan sığınmacı çocuk ve gençlerin sayısı konusunda Federal Emniyet Teşkilatı'nın birçok noktada karanlıkta iz sürmeye çalışması çocuk hakları bakımından bir skandaldır" dedi.

Lost in Europe'un araştırması, Avrupa ülkelerinin refakatçisi bulunmayan sığınmacı çocuklarına ilişkin istatistikleri de düzensiz tuttuğunu ortaya koydu. Fransa, Danimarka ve Romanya'da refakatçisi bulunmayan sığınmacı çocuklarına ilişkin herhangi bir kayıt tutulmazken Bulgaristan'da refakatçisi olan ve olmayan çocukların sayısı ayrı olarak kaydedilmiyor.

https://www.dw.com/tr/avrupada-en-az-18-bin-s%C4%B1%C4%9F%C4%B1nmac%C4%B1-%C3%A7ocuk-kay%C4%B1p/a-57243290

 

Kenya'da annelerinden kaçırılıp satılan çocuklar: BBC araştırması sonrası üç sağlık görevlisi gözaltına alındı

  • Peter Murimi, Joel Gunter ve Tom Watson
  • BBC Africa Eye

16 Kasım 2020

Güncelleme 18 Kasım 2020

BBC Africa Eye ekibinin Kenya'da evsiz annelerin bebeklerinin kaçırılıp satıldığını ortaya çıkaran araştırmasının ardından Kenya polisi, çocuk ticareti yaptıkları suçlamasıyla üç üst düzey sağlık görevlisini gözaltına aldı.

Africa Eye ekibi, başkent Nairobi'deki yasa dışı kliniklerle bir devlet hastanesinde çocukların sipariş üzerine kaçırıldığını ve bebeklerin 400 dolar gibi fiyatlara satıldığını ortaya çıkarmıştı.

Polis yetkilileri, Nairobi'deki hastanelere ve çocuk bakımevlerine yönelik soruşturma başlatılması emri verdi.

Polis Müfettişi Hillary Mutyambai, üst düzey sağlık görevlilerinin çocuk ticareti olaylarına karıştığının belirlendiğini açıkladı.

Şüpheliler ise konuyla ilgili herhangi bir yorum yapmadı.

Ekip, çocuk kaçakçılık şebekesine sızdı

BBC Africa Eye ekibi, Kenya'nın başkenti Nairobi'de evsiz annelerden çalınan bebeklerin karaborsada satıldıklarını ortaya çıkardı. Bebeklerin bazılarının büyü ayinlerinde kurban edilmek üzere satın alındığı belirtiliyor.

Africa Eye ekibi, bebekleri kaçırıp 400 dolardan başlayan fiyatlarla satan kaçakçılık şebekelerine sızdı.

Gece vakti kaçırılan oğlunun ardından Rebecca, "Umarım bir gün geri gelir" diyor.

Ülkede her yıl kaç bebeğin kaçırıldığı bilinmiyor. Ancak bebeklerini kaybeden annelere yardım için dört yıl önce kurulan "Missing Child Kenya" (Kenya Kayıp Çocuklar) adlı yardım kuruluşu, şimdiye kadar 600 vaka üzerinde çalıştığını söylüyor.

BBC'nin araştırması, insan kaçakçılarının, daha çok sokaklarda yaşayan evsiz anneleri hedef aldığına işaret ediyor.

Devlet hastanesinde rüşvet

Araştırmada, başkentteki Mama Lucy Kibaki devlet hastanesinde Fred Leparan adlı çalışanın, 2700 dolar rüşvet karşılığında, terk edilmiş iki haftalık bir erkek bebeği, alıcı rolündeki gazetecilere satışına yardımcı olduğu ortaya çıkmıştı.

Laparan da hastane yetkilileri de iddialara yanıt vermedi.

Salı günü basın toplantısı düzenleyen Kenya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Simon Chelugui, suçluların gereken cezayı alacağını belirterek, ülkedeki çocuk koruma hizmetlerinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

İçişleri Bakanı Fred Matiang ise araştırma için BBC'ye teşekkür ederek, insan ve uyuşturucu kaçakçılığının Kenya güvenlik güçlerinin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlar olduğunu belirtti.

Rebecca ve en küçük kızı. Rebecca, "Dikkatli olmalısınız çünkü zenginler siz uyurken bebeğinizi çalabilir" diyor.

Evsiz kadınları hedef alıyorlar

Rebecca bu kadınlardan biri. Lawrence Josiah adlı oğlu, Mart 2011'de, bir yaşındayken kaçırılmış. Oğlu çalındığında Rebecca 16 yaşındaymış. Sokaklarda yaşayıp dilenirken uyuşturucuya ucuz bir alternatif olarak uçak yakıtı kokluyormuş.

Şimdi üç çocuğu olan Rebecca, hâlâ sokaklarda yaşıyor. Oğlunun gece saat 02.00'de yanında uyurken kaçırıldığını söylüyor, "Oğlumu her yerde; Kiambu'da Kayole'de aradım bulamadım" diyor.

Emma, Anita isimli bir kadın çaldığı bebekleri bir iş adamına götürdüğünü belirterek "O da üzerine kâr koyarak bebekleri satıyor. Müşterilerden bazıları çocukları olmayan kadınlar.

Yani bir tür evlat edinme gibi. Ama bazıları ayinlerde kurban edilmek için satın alınıyor" diyor.

Nairobi sokaklarında Rebecca'ya benzer öyküleri olan başka kadınlar da var. Esther'in üç yaşındaki oğlu Ağustos 2018'de kaçırılmış. Carol adlı başka bir kadın gece yarısı iki yaşındaki oğlunun çalındığını anlatıyor.

'Bebekler ayinlerde kurban ediliyor'

Çocuklar sadece sokaklardan çalınmıyor. Yasa dışı kliniklerde doğum yapan bazı anneler bebeklerini insan kaçakçılarına satarken, hastanelerden çalınan kimsesiz bebekler de var.

BBC'nin araştırması, üç yaşın altındaki çocukları tercih eden insan kaçakçılığı şebekelerinin bebekleri çalmak için daha çok alkol ve uyuşturucu bağımlısı kişileri kullandığını ortaya çıkardı.

Fred Leparan, Mama Lucy hastanesinden bir çocuğu çalmak için 300 bin Kenya şilini kabul etti

Bebek hırsızlarının sokaktaki annelere yanaşarak onlarla dostluk kurduğu, bu kadınlara uyuşturucu, uyku hapı ya da yapıştırıcı verdiği belirtiliyor.

BBC'nin Emma (gerçek adı değil) adlı bir aracı vasıtasıyla ulaştığı Anita isimli bir kadın çaldığı bebekleri bir iş adamına götürdüğünü belirterek "O da üzerine kâr koyarak bebekleri satıyor. Müşterilerden bazıları çocukları olmayan kadınlar. Yani bir tür evlat edinme gibi. Ama bazıları ayinlerde kurban edilmek için satın alınıyor" dedi.

Anita, kız çocuklarını 50 bin şilin (yaklaşık 460 dolar) erkek çocuklarını da 80 bin şiline (yaklaşık 730 dolar) sattığını anlattı.

Kayole gibi gecekondu mahallelerinde kaçak klinikler bulunuyor.

Gizli çekimde Anita kısa bir süre önce çaldığı beş aylık bir bebeği 80 bin şiline satabileceğini söyledi. Anita ve Emma ertesi gün için sözleşti. BBC ekibi operasyon için polise haber verdi.

Ama, Anita o gün gelmedi. Emma, daha sonra Anita'nın bebeği daha çok para veren bir kişiye sattığını öğrendiğini söyledi. Anita, aldığı parayla kendisine gecekondu mahallesinde iki odalı bir baraka yapmış. Bebeğin nerede olduğu bilinmiyor.

Sokakta yaşamalarının kendi suçları olmadığını söyleyen Rebecca, "Çocuklarımızın annesi olmak istiyoruz" dedi.

Hastanede bebek ticareti

Araştırma kapsamında kendisini Rose adlı bebek arayan bir kadın gibi tanıtan BBC muhabiri, Fred Leparan adlı bir devlet hastanesi çalışanıyla buluştu.

Leparan, hastanede kimsesizler yurduna götürülecek üç bebek bulunduğunu bunlardan birini BBC muhabirine 300 bin şiline (2 bin 635 dolar) satabileceğini söyledi.

Çocuk kaçırma vakalarının yaşandığı Kayole'de bir çocuk.

Fred Leparan, hemşirelere BBC muhabirini kimsesizler yurdunun çalışanı olarak tanıttı. Bir süre sonra hemşireler üç bebeği BBC muhabirine teslim etti. Leparan iki bebeğin yurda teslim edilmesini diğer bebeğin alınabileceğini söyledi.

BBC ekibi, üç bebeği de yurda teslim etti. Daha sonra BBC muhabirinden parayı isteyen Leparan, muhabirin kimliğini açıklamasından sonra konuşmayı reddetti. Leparan'ın hâlâ hastanede çalışmaya devam ettiği belirtiliyor.

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54960755

 

Almanya'da 2,5 yıldır kayıp olan çocuk, pedofili zanlısının gardırobunda tesadüfen bulundu

BBC TÜRKÇE 23 Aralık 2019

Almanya'nın batısındaki Recklinghausen kentinde 2,5 yıldır kayıp olan 15 yaşındaki bir çocuk, tesadüf eseri çocuk pornosu fotoğrafları yaydığından şüphelenilen bir kişinin evinde gardıropta bulundu.

Marvin K. adlı çocuğun, kaybolduğu gün giydiği giysileriyle bulunduğu açıklandı.

Alman basını, tamircilik yaptığı belirtilen 44 yaşındaki zanlının evinde çok sayıda kullanılmış çocuk bezi bulunduğunu ve evde kesif bir idrar kokusu olduğunu yazdı.

Polis, Marvin K.'nin henüz evde zorla tutulduğuna dair bir bulgu olmadığını duyurdu. Ancak çocuğun annesi, "Bana sıkıca sarıldı ve titremeye başladı. 'Anne beni eve götür. Beni 2,5 yıldır burada hapsettiler. Hava alamıyordum' dedi. İkimiz de ağladık. Elimi bırakmadı" diye konuştu.

Adının Manuela olduğu belirtilen 53 yaşındaki anne, "Oğlumdan umudumu kesmiştim" dedi.

Çocuk yurtta kalıyordu

Polis yetkililerine göre çocuk kaybolmadan önce çocuk yurdunda kalıyordu. Sosyal yardım görevlilerine göre Marvin K., 11 Haziran 2017 sabahı arkadaşlarıyla buluşacağını söyleyerek yurttan ayrıldı. Marvin K.'nin telefonundan en son o gün saat 11.37'de sinyal alındı.

Marvin K., işsiz olduğu belirtilen zanlının evine pedofili soruşturması kapsamında düzenlenen baskında tesadüfen bulundu.

Polis, elektronik cihazları koklayabilen köpeklerle yaptığı baskında, çocuk pornosu fotoğrafları arıyordu.

Sabah 07.00'de düzenlenen baskında gardırobun kapısını açan polisin ayakta duran, bitap haldeki Marvin K. ile karşılaştığı açıklandı.

Evdeki bazı elektronik cihazlara el konulurken, dairede çok sayıda çöp torbasının içinde kullanılmış bebek bezleri bulundu. Polisin idrar kokusu nedeniyle baskın sırasında maske taktığı belirtiliyor.

Baskın sırasında zanlıyla birlikte aynı evde yaşadığı belirtilen 77 yaşındaki babası da gözaltına alındı. Baba daha sonra serbest bırakılırken zanlının gözaltı süresi uzatıldı.

Marvin K.'nin annesi, "Marvin'in bulunduğu evdeki adam, oğlumu manipüle etmiş olmalı. Ona yaptıklarını düşününce çıldıracak gibi oluyorum" dedi.

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50892299

 

Kayıp çocuk sığınmacılara ne oluyor?

Tek başına Almanya’ya gelen çocuk sığınmacılardan binlercesi her yıl kayıtlara kayıp olarak geçiyor. Son ankete göre bu çocukların sayısında yeniden küçük bir artış görülüyor. Peki, bu çocuk ve gençlere ne oluyor?

Ines Eisele

©Deutsche Welle Türkçe 27.01.2019

Avrupa’ya yönelik yaşanan sığınmacı akınında on binlerce çocuk ve genç de yanlarında bir velisi olmadan Almanya’ya geldi. Bunların bazıları hemen, bazıları ise bir süre sonra ortadan kayboldu. Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) verilerine göre 2017 yılının başında bu gruba dahil 8 bin 400’den fazla kişi kayboldu. 2019 başı itibariyle ise bu rakam 3 bin 200 civarına inmiş durumda. Almanya Refakatçisi Olmayan Çocuk Mülteciler Birliği’nden (BumF) Tobias Klaus, rakamın düşmüş olmasının AB’ye geçişlerin son yıllarda azalması ve buna bağlı olarak daha az çocuk ve genç sığınmacı gelmesiyle ilgili olduğunu dile getirdi.

Ancak BumF tarafından, çocuklara ve gençlere yardım kuruluşlarında çalışan kişiler arasında yapılan bir ankete göre ise son dönemde reşit olmayan, yalnız sığınmacıların kaybolma oranında yeniden küçük bir yükselme görülüyor.

Klaus, ankete katılan yaklaşık 720 çalışanın yüzde 32,2’sinin 2017’de sığınmacı çocukların Almanya’ya gelişlerinden kısa bir süre sonra ortadan kaybolması olgusuyla karşılaştıklarını kaydettiklerini, 2018’de bu olguyla karşılaştığını belirten katılımcıların sayısının ise yüzde 35 olduğunu belirtti.

Tobias Klaus asıl artışın ise Almanya’ya geldikten sonra reşit olan sığınmacı çocukların ortadan kaybolması vakalarında görüldüğüne dikkat çekti. Klaus 2017’de ankete katılanların yüzde 14,1’inin genç sığınmacıların kaybolması olgusuyla karşılaştıklarını belirtirken, 2018’de bu olguyla karşılaşanların oranının yüzde 20,1’e yükseldiğini aktardı.

Gençler neden kayboluyor?

Henüz sonuçlarının tamamı kamuoyu ile paylaşılmayan ankete göre, çoğu 14-17 yaş aralığındaki refakatçisi olmayan sığınmacıların bir kısmı Almanya içinde ve dışında yaşayan tanıdıklarının ya da yakınlarının yanına kaçıyor. Almanya içinde olmaları durumunda, genelde bir süre sonra bulunan genç sığınmacılar kayıp listesinden çıkarılarak yanına gittikleri kişilerden uzaklaştırılıyor. Kaybolma hadiselerinin ikinci bir sebebi de genç sığınmacıların sınır dışı edilme korkusu.

Kaybolan gençler ve çocuklar arasında sayısal açıdan en büyük grubu Afganlar oluşturuyor. Fas ve Cezayirli kayıpların sayısı da oldukça yüksek. Bu da sınır dışı endişesini doğrulayan bir veri, zira Almanya’da sınır dışı edilenlerin önemli bir oranı bu üç ülkeden gelen sığınmacılar. Klaus'a göre sistemin içine entegre olma şansından yoksun ve "Ne yaparsan yap, burada istenmiyorsun" mesajı verilen gençlerin sadece geçici bir şekilde değil, tamamen kaybolarak paralel sistemlere ve hatta suça kayma riskleri oldukça yüksek.

Kayıp çocuklar nerede?

BKA verilerine göre son yıllarda kaybolan, yaşı reşit olmayan sığınmacıların yüzde 80’i bir süre sonra bulundu. Ancak bulunamayan yüzde 20’lik gruptaki çocuk ve gençlerin ne yaptığı bilinmiyor. Sokaklarda mı yaşıyorlar, seks işçiliğine mi zorlanıyorlar ya da suç örgütlerinin içine mi girdiler, bu konuda bir bilgi yok. BumF’tan Tobias Klaus, en fazla endişe duyulması gereken konunun bu olduğunu belirterek, devletin, bu gençlere perspektif sunulabilmesi adına daha fazla para harcaması gerektiğini ifade ediyor.

https://www.dw.com/tr/kay%C4%B1p-%C3%A7ocuk-s%C4%B1%C4%9F%C4%B1nmac%C4%B1lara-ne-oluyor/a-47249817

 

Almanya’da 11 binden fazla kişi kayıp

Almanya’da 11 binden fazla kişinin kayıp olduğu, aralarında reşit olmayan 3 bin 500 mültecinin de bulunduğu bildirildi. Kayıp mültecilerden 902'sinin 13 yaşın altında olduğu kaydedildi.

dpa/JD,BK

© Deutsche Welle Türkçe 24.12.2018

Federal Emniyet Teşkilatı (BKA), Almanya'da 11 binden fazla kişinin kayıp olduğunu açıkladı. Kayıp kişilerin 7 binden fazlasının 18 yaşın altındaki çocuk ve gençlerden oluştuğu, bunların yaklaşık yarısının da yanında yetişkin olmayan mülteciler olduğu kaydedildi.

BKA'dan yapılan açıklamada 1 Ekim 2018 tarihi itibarıyla, reşit olmayan yaklaşık 3 bin 500 mültecinin Almanya'da kayıp olarak kayıtlara geçtiği, aralarından 902'sinin ise 13 yaşın altında olduğu bildirildi.

BKA sözcüsü Alman Haber Ajansı'na (dpa) yaptığı açıklamada, bu sayıların tahmini olduğuna dikkat çekerek, kayıp mülteci çocuk ve gençlere ilişkin gerçek sayılara ulaşmanın zor olduğunu belirtti. Sözcü, bazı mültecilerin adlarının farklı şekillerde yazılarak kayıtlara geçtiğini, bunun yanı sıra çoğunda kimlik belgesinin bulunmadığını ifade etti.

"Vakaların yarısı bir hafta içinde aydınlatılıyor "

BKA'nın kayıplara ilişkin sayıları, 30 yıldır aranan kişilerin yanı sıra son günlerde kayıp olarak bildirilenleri de kapsıyor. BKA'dan verilen bilgilere göre, Almanya'da her gün 250 ila 300 kişi hakkında kayıp ilânı veriliyor ya da siliniyor. BKA'nın açıklamasında, "Deneyimler, kayıp vakalarının yaklaşık yüzde 50'sinin ilk hafta içinde aydınlatıldığını gösteriyor” denildi.

Bremen Emniyet Müdürlüğü Kayıp Kişiler Birimi Yöneticisi Armin Gartelmann, "Bazı kişiler bir hafta hastanede yatıyor ve kimseye söylemiyorlar. Bazıları da tatile gidiyor ama kimseye anlatmıyorlar” dedi. BKA'nın verdiği bilgilere göre, kayıp vakalarının yüzde 80'i ilk bir ay içinde aydınlatılıyor. Bir yıldan daha uzun süre bulunamayan kişilerin oranının yüzde 3 olduğu belirtiliyor.

Almanya'da uzun yıllar aydınlatılamayan kayıp vakalarından biri Peggy olmuştu. Oberfranken bölgesinde 2001 yılında kaybolan Peggy yıllarca arandıktan sonra 2016 yılında cesedi bulunmuştu. Yaklaşık iki hafta önce bir zanlının gözaltına alınmasına rağmen, cinayet hâlâ aydınlatılamadı.

Freiburg'da yaklaşık beş yıl önce kaybolan Maria H.'nın bu yıl evine geri dönmesi de ender rastlanan olaylardan biri olarak kaydedildi.

Kaybolanların üçte ikisi erkek

BKA'nın verdiği bilgilere göre, kayıpların yaklaşık üçte ikisini erkekler oluşturuyor. Çocuk ve gençlerin "okulda veya ebeveynleri ile yaşadıkları sorunlar ve aşk acısı” gibi nedenlerle ortadan kaybolabildikleri, bunun yanı sıra demans gibi hastalıklara yakalanan yaşlıların da kaybolduğu belirtiliyor.

Bu yılın Kasım ayında, Aşağı Saksonya eyaletinin Uelzen kenti yakınlarında balık avlamak isteyen bir kişi, iki haftadır kayıp olan 80 yaşında bir kadının cesedini bulmuştu. İşlenen bir suçun kurbanı olmadığı tahmin edilen kadının demans hastası olduğu tespit edilmişti.

https://www.dw.com/tr/almanyada-11-binden-fazla-ki%C5%9Fi-kay%C4%B1p/a-46853108

 

BKA: 8 bin 991 çocuk sığınmacı kayıp

Alman Federal Emniyet Teşkilatı'nın (BKA) verilerine göre, Almanya'da kayıp çocuk sığınmacıların sayısı yılın başından bu yana neredeyse ikiye katlandı. Peki, nerede bu çocuklar ve nasıl kayboluyorlar?

© Deutsche Welle Türkçe

DW/AFP/kna, GA/NH 29.08.2016

Almanya Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) yanlarında ebeveyn ya da herhangi bir yetişkin olmadan ülkeye ulaşan çocuk ve genç sığınmacıların sayısının 1 Temmuz'da 8 bin 991 olduğunu açıkladı. Osnabrücker Zeitung gazetesinin sorusuna yönelik açıklama yapan BKA'ya göre kayıp çocukların sayısı bu yıl, 2015 yılı toplamına oranla arttı. 4 bin 749 çocuğun kayıp olduğu kayıt altına alınan bu yılın ilk aylarına göre ise artık iki kat daha fazla.

Ülkelerindeki savaş ve çatışmalardan tek başlarına Avrupa ülkelerine kaçan birçok çocuk sığınmacının Almanya'ya ulaştıktan sonra, tanıdık ve akrabalarının yanına gitmek için kaçmaya devam ettikleri tahmin ediliyor. Ne var ki, 8 bin 991 kayıp çocuk sığınmacıdan büyük bir çoğunluğunun akıbeti bilinmiyor.

Federal Emniyet Teşkilatı kayıp olarak kayıt altına alınan çocuklardan 8 bin 46'sının 14 ile 17 yaş grupları arasında olduğunu, 867'sinin 13 yaş altı ve 78'inin ise 18 yaş üstü olduğunu belirtti. Teşkilat, sayının yüksek olmasına geçen yılın ortalarından bu yana artan mülteci akınını ve sığınmacılar arasında ebeveynleri olmadan kaçan çocukların da fazla olmasını gerekçe göstererek, kayıp vakalarının çoğunun suçla bağlantılı olmadığını belirtti.

Çoklu kayıt sistemi ve hatalı kayıtlar

Federal Emniyet Teşkilatı'nın elinde, kayıp çocuk sığınmacıların suç çetelerinin eline düştüğüne dair somut kanıtlar olmadığı belirtildi. Bir BKA sözcüsü, çocukların çoğunlukla bir plan dâhilinde, farklı kent ve Avrupa ülkelerindeki ebeveyn ve akrabalarına ulaşmak için kaçmaya devam ettikleri bilgisini verdi. Çocuklar aile ya da akrabalarına ulaştıklarında yetkililere bilgi verilmediği ve çocuklar kayıp olarak kayıt altında kalmayı sürdüğü için de sayının yüksek olduğuna dikkat çekildi. Aynı zamanda sığınmacılar farklı noktalarda yeniden kayıt altına alındıkları, isim hataları olabildiği için de birden fazla kayıt altına alınma işlemi nedeniyle de yine sayının yüksek olduğu ifade edildi.

Avrupa'da net bir veri bulunmuyor

Avrupa genelindeki çocuk ve genç sığınmacılara yönelik net bir veri bankası bulunmuyor. Avrupa Polis Teşkilatı Europol, Şubat ayında Avrupa'ya ulaştıktan sonra yaklaşık 10 bin kayıp çocuk ve genç sığınmacı olduğunu tahmin ediyor. Sayının şubat ayından bu yana yükseldiği, birçoğunun ailelerinin korumasında olduğunun tahmin edildiği ancak yine de tehlikenin göz ardı edilemeyeceği bilgisi verildi.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT de aylar önce, kriz bölgelerinden kaçan reşit olmayan yaştaki çocukların sığınmacılar arasında en fazla tehlikeyle karşı karşıya olan grup olduğuna dikkat çekmişti. Çocukların ailelerinden önce tek başlarına Avrupa'ya gönderildikleri ve kendilerini koruyamayacakları için de çok kolay kurban haline gelebileceklerine dikkat çekilmişti.

https://www.dw.com/tr/bka-8-bin-991-%C3%A7ocuk-s%C4%B1%C4%9F%C4%B1nmac%C4%B1-kay%C4%B1p/a-19510145

 

Çin'de internetten bebek satılıyor

11 Mart 2015 BBC TÜRKÇE

BBC'nin yaptığı bir araştırma Çin'de bebeklerin internet üzerinden açıkça satışa çıkarıldığını ortaya koydu.

Polis baskınlarına rağmen bebek ve çocuk ticareti Çin'de çok büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Polis, ailelerinden çalınan çocukların evlatlık verme görüntüsü altında satıldığını belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın verdiği sayılara göre Çin'de her yıl 20 bin kadar çocuk kaçırılıyor ve bu çocukların çoğu evlat edinmek isteyen kişilere satılıyor.

Çin'de bir çocuğu evlatlık vermek için ilan yayımlamak yasa dışı değil. Ancak bebeği veya çocuğu satmak, yasa dışı.

BBC muhabiri Martin Patience'ın da katıldığı araştırmada, internette açıkça satılık olduğu belirtilen bir bebek ilanı bulundu. İlanda 8 aylık sağlıklı bir kız olduğu belirtilen bebeğin 30 bin dolara satılık olduğu belirtiliyordu.

Bebeği satan kişiyle temas kuran BBC ekibine, video görüşmesiyle bebek gösterildi. Bebeği satan, evli olmadığını ve üç çocuğu olduğunu söyleyen kadın, çocuklarına bakamaz halde bulunduğunu anlattı.

Söz konusu kadının söylediklerini doğrulamak mümkün olmadığından, BBC ekibi, aldığı bilgileri Çin yetkililerine aktardı.

BBC muhabiri Martin Patience, Çin'deki çocuk ticaretini, ülkedeki çocuksuz çiftlerin beslediğini belirtiyor.

Geçen yıl polisin düzenlediği tek bir baskında 1000'i aşkın çocuk taciri tutuklanmış ve 400'e yakın bebek kurtarılmıştı.

En ciddi vakalarda çocuk ticareti yapan kişilere idam cezası veriliyor.

Ancak bu konuda kampanya yürütenler, "Hükümet çocuk satın alanlara daha ağır ceza vermeye başlamazsa, karaborsa büyümeye devam edecek." diyor.

https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/03/150311_cin_bebek_hirsizligi